Kitle iletişimi ve medya alanında son 50 yılda yaşanan büyük gelişmeler, demokratik siyasi faaliyetleri de büyük ölçüde etkilemiştir. Akıllı telefonları, tabletleri veya bilgisayarlarıyla her tür enformasyona, habere, kültür-sanat ürününe ve eğlenceye çok kolay bir biçimde ulaşabilen günümüz insanı, artık ülke sorunlarından ve siyasi gelişmelerden çok çeşitli kaynaklardan haberdar olabilmenin yanı sıra siyasi tartışmaları, uzman görüşlerini ve çözüm önerilerini de medya aracılığıyla izleyebilmektedir. Medyanın siyasetin asıl sahnesine dönüştüğü böyle bir dünyada, sosyal medya da insanların siyasi tartışmalara katılabildiği ve görüşlerini ortaya koyabildiği yeni bir kamusal alan niteliği kazanmaktadır.
Siyasi faaliyetlerin büyük ölçüde medya ve sosyal medya üzerinden gerçekleşmeye başladığı bir çağda, demokrasinin siyasi katılım, siyasi iletişim, seçim kampanyaları ve propaganda, siyasi pazarlama ve reklam, kamuoyu oluşumu gibi pek çok ögesi yeni biçimlere bürünmektedir. Ancak, bu süreçte seçmenleri yönlendirmeye yönelik algı yönetimi çabalarının da artmış olması, siyasi güven sorununu en önemli başlıklardan biri hâline getirmektedir.
Siyaset, medya ve seçmen konusundaki yeni gelişmeleri farklı boyutlarıyla tartışmaya açan bu kitap, Siyaset Bilimi ve Siyasi İletişim bilim dallarında araştırmalar yapan uzman akademisyenlerce hazırlanan 12 bilimsel makaleden oluşmaktadır.