Ahmed Yesevi'den, Mevlânâ'dan, Yunus Emre'den ve Hacı Bektaş Veli'den aldığı hoşgörüyle şekillenen bir siyaset adamı: Namık Kemal Zeybek...
Namık Kemal Zeybek, Bayburt'un Kitre ilçesinde doğdu. Daha çocukluğunda siyasetçi olmayı kafasına koydu. Lise yıllarından itibaren Ülkücü hareketin içinde yer aldı. Anadolu'nun pek çok yerinde kaymakamlık ve valilik yaptı. 12 Eylül'den sonra idamla yargılandığı için Özal Hükümeti döneminde ilk kez kurulan Kültür Bakanlığı'na atanması birçokları tarafından kuşkuyla karşılansa da, her kesimden insanı kucaklayan hoşgörülü yaklaşımıyla önyargıları yenmeyi başardı.
Kültür Bakanlığı döneminde pek çok ilke imza attı: Bakanlık depolarında bekleyen yasaklı kitapları "serbest bıraktı", yurtdışına kaçırılan kültür varlıklarına sahip çıktı, özel tiyatrolara ve Türk sinemasına destek verdi. Türkiye'nin yurtdışında milli değerleriyle tanıtılmasında büyük katkıda bulundu. Siyaseti hiçbir makam beklentisi olmadan gerçekleri millete haykırma ve hizmet etme aracı olarak gördüğünü söyleyen Namık Kemal Zeybek, Siyaset Yolu'nda hem anılarını hem de dünya görüşünü okurla paylaşıyor.
1987 yılında Anavatan Partisi'nden parlamentoya girerek Turgut Özal'ın başbakanlığı döneminde kültür bakanı olarak görev yapan; 1992-1994 yıllarında Süleyman Demirel hükümetinde büyükelçi unvanıyla başbakanlık başdanışmanlığı görevinde bulunan Namık Kemal Zeybek, Türkiye ile tüm Asya'ya yayılan Türk dünyasının koordinasyonu konusundaki çalışmalarıyla da yakından tanınıyor. 1997'ye kadar DYP'de İstanbul milletvekili ve devlet bakanı olduğu dönemde de "Türk dünyasının sadece bir söylem" olmaktan çıkarılması konusunda verimli çalışmalarda bulundu.