Türkiye'de statükocu egemen sınıfa karşı mücadele etmek, başka yerlere nazaran daha da zor. Gücünü, ülkeyi stabiliteden mümkün olduğunca uzak tutmaktan alan statüko, bir taraftan durağanlığın değişime direnciyle boğuşmaya mecbur bırakıyor insanı, diğer taraftan da bu durağanlığın varlığı için gerekli provokasyonlarla mücadele etmeye de mahkûm ediyor. Oyunun kuralları devamlı değişiyor. Sonuçta iki adım ileri bir adım geri giden bir siyaset makinesi içerisinde yuvarlanıp gidiyor ülke. Güzel şeyler de olmuyor değil, oluyor elbette, ancak bunun bedeli, Türkiye'nin temiz insanının hiç de layık olmadığı bir şekilde ve zamana yayılarak ödetiliyor maalesef...