Türkiye'nin yakın siyasal tarihine bakıldığında, sürekli olarak din istismarından, dinin siyasete alet edildiğinden, dinin politikada çıkar amacı olarak kullanıldığından, bazı partilerin veya politikacıların dini kötüye kullandıklarından, irticadan, gericilikten söz edildiği ve din istismarı üzerinden politika yapıldığı görülür. Bugün bu durum değişmiş görünmekle birlikte tesirleri hala hissedilmektedir.
Esasen din istismarı konusu, soyutluğu ve belirsizliği ölçüsünde ve de hukuksallaştırıldığı, anayasa ve yasalara konu edildiği denli oldukça karmaşık bir hal almaktadır. Din ile ilgili hangi talep, söylem, davranış veya faaliyetin din istismarı sayılacağına nasıl karar verilecek? Bir davranışın din istismarı olarak tespit edilmesi, hangi ölçütle mümkün olacak? Hukuk veya yargıçlar, hangi ölçütle din istismarı tespitinde veya suçlamasında bulunacaklar? Görüldüğü gibi din istismarı, bu çerçevede içinden çıkılmaz bir hal almakta ve daha da önemlisi bizzat din istismarının kendisi bir istismar konusu haline gelebilmektedir.
Büyük bir iddiaya sahip bulunmayan elinizdeki bu kitap, etkileri sadece siyasetle sınırlı kalmayan, neredeyse bütün toplumu içine alıp, etkileyen "Türk siyasetinde din istismarı" olayını bazı boyutlarıyla anlamayı amaçlamaktadır.