19. yüzyıl Osmanlı Devleti'nde siyasî, iktisadî, sosyal, kültürel ve ilmî anlamda yeniliklerin yaşandığı bir dönemdir. Bu değişim, tarih yazıcılığında da kendini göstermiştir. Batı'da bilgi anlayışında yaşanan değişim ve tarih yazımında kullanılan yeni metotlar çerçevesinde Türk aydını da kendi tarih algısını inşa etme girişiminde bulunmuştur. Bu itibarla umumi tarihler veya Osmanlı tarihleri yazıldığı gibi İslam Tarihi sahasında da eserler verilmiştir.
Bu dönemde yetişen müellif ve muharrirlerden bazıları yenilik arayışlarını takip ederken bazısı da geleneğe sahip çıkma sâikiyle hareket etmiştir. Bu doğrultuda telif ettikleri eserlerde farklı Peygamber tasavvurlarına rastlanmaktadır. Siyer yazıcılığına uyarlanan bilimsel metotlar neticesinde dilde, üslupta, muhtevada ve kaynak kullanımında dönüşüm meydana gelmiştir. Bununla birlikte siyer yazıcılığı, dönemin siyasî ve sosyal meseleleri etrafında bir meşrûiyet aracı olarak kullanılmıştır.
Bu araştırma, Meşrutiyet dönemi siyer yazıcılığında meydana gelen değişimi konu edinmektedir. Bu meyanda, Düzceli Yusuf Suad'ın Akvemü's-Siyer, İzmirli İsmail Hakkı'nın Siyer-i Celîle-i Nebeviyye ve Celal Nuri'nin Hâtemü'l-Enbiyâ adlı eserleri üzerine bir incelemede bulunulmuştur.