Marcel Proust'u her zaman büyüleyen yan, insanların ikilikleri, çoğullukları olmuştur. Kadın-erkekler de, erkek-kadınlar da bu nedenle Proust'a daha zengin, daha karmaşık, daha ikircikli, dolayısıyla incelenmesi daha çekici gelmiştir. Kayıp Zamanın İzinde'nin dördüncü cildi olan Sodom ve Gomorra'da da bu konular üzerinde durmuştur. Kutsal Kitap'ta Tanrı gazabının yerle bir ettiği kentlerin adları da böylece Kayıp Zamanın İzinde'nin, dönemin ahlak anlayışı açısından en çok "tartışılan" cildinin adı olmuştur.
Kayıp Zamanın İzinde hem komik romandır hem trajik roman, hem serüven romanıdır hem şiirsel roman, hem düşlerin romanıdır hem de imgeler romanı...
"Aşk [...], zihinde müthiş jeolojik kabarmalara yol açar. M. de Charlus'ün daha birkaç gün öncesine kadar, yerden yükselen tek bir düşüncenin görülmediği, dümdüz bir ovaya benzeyen zihninde, birdenbire taş kadar sert sıradağlar yükselivermişti; üstelik bu dağlar öyle yontulmuştu ki, sanki bir heykeltıraş mermeri taşıyacağına olduğu yerde biçimlendirmişti; Öfke, Kıskançlık, Merak, Arzu, Nefret, Istırap, Gurur, Korku ve Aşk dev gruplar halinde dikilmekteydiler."