İkinci Dünya Savaşından sonra bir kaç kutba ayrılan dünya, yeni bir savaşın eşiğine gelmiştir. Tam da bu dönemde ortaya çıkan yeni süper güç oluşumları ve denge değişimleri, bilimsel alanda yarışmayı da beraberinde getirmiştir. Her alanda ölesiye rekabete girişen süper güçler ilk önce silahlanma yarışına başladılar. Dönemin en güçlü silahı olan Nükleer bomba bu alanda birinciliği kapmıştır.
Nükleer çalışmalar üzerine yapılan faaliyetler politik dengeyi de etkilemiş ve siyasi arenada daha dikkati davranmayı gerekli kılmıştır. Çünkü tarihin bu safhasında sosyolojik ve psikolojik faktörlere yenik düşerek tüm dünyanın kaderini etkileyebilecek silah ortaya çıkmıştır. İlginçtir ki, bu silaha sahip olmak, sadece askeri ve siyasi alanı değil, toplum psikolojisini de etkilemiştir. Dünyada söz sahibi olmak adına, bu kadar tehlikeli silaha sahip olmak için devletler can atmaya başlamışlardır.
Kitapta, Soğuk Savaş döneminde iki süper güç arasındaki yarışmayı sıcak savaşa döndürme kapasitesine sahip olan ve sadece iki devleti değil tüm dünyayı etkisi altına alan silahtan – Nükleer Bomba ve onun üzerine yapılan faaliyetlerden bahsedilmektedir. Çalışma, Soğuk Savaşın başlaması ve gidişatına ışık tutmakla birlikte, Nükleer araştımaların yürütülmesi, daha sonrasında ise kısıtlanılması üzerine yapılan faaliyetlere de dikkat çekmektedir. Nükleer silaha sahip olmanın sonuçları hakkında geniş bilgi sunan çalışma, dünyada bu silaha verilen önemin ne kadar gerekli oludğunu da tartışma konusu yapmıştır.