"... Yüreğime, gönlüme, dilime mühürlenmiş hasret ile elim elini tutamıyordu. Tenim tenine dokunamıyordu ve alışamam diyordum yokluğuna. Ama sen yok olmamıştın ki hep yanımdaydın. Sol yanımdaki mıh ile yanımdaydın; nefesimdeki köz ile yanımdaydın; ağaçlara oyduğum mavi mavi bakan gözlerinle yanımdaydın. Sen çıkıp gittiğini sandın yüreğimden, oysa hiçbir yere gitmemiştin. Sol yanımda gezdin durdun. Çünkü sahibi sendin yüreğimin. Sevdamızın gülümseyen yeline tutunup dip dalgası misali gidip gelmelerinle, hasretin vahşiliğini kum gibi eleyip geriye bir tek sen yüreğimde kaldın. Ben seni sevmekten vazgeçmedim, vazgeçmeyeceğim de. Sen benim tek ve son sevdamsın... Bir gün ben de öleceğim ve toprağa gömüleceğim, ruhumu da gökler teslim alacak. Gökler ruhumu teslim alana kadar da ayrılığın soğukluğunu iliklerimde hissedeceğim. Yani senin anlayacağın, soğuksun ayrılık feryadıyla geçecek yıllarım..."