Temizliğe gittiği evlerde, yazıhanelerde adamların, genç delikanlıların kendisine nasıl yanaşmaya çalıştıklarını, otobüste, sağına soluna sürtünüp, sarkıntılık yaparken pis pis sırıttıklarını anlatamazdı oğluna. Kadın olmak zordu. Hele fakir kadın olmak daha da zordu.
Yağmura aldırmadan koşmaya devam etti. Yüreği üşüdükçe, sıcak bir yuva düşlüyordu Hasan. Ama bir şeyler ters gidiyordu nedense. Yanlış hesapla motifleri bozulmuş dantel gibi geri sökülüyordu aile bağları. İstemese de sokaktaydı yine…
Fadik, buğulu gözleriyle tabakta kalan tek fasulye tanesine bakıyordu. Son fasulye tanesi…