Kişisel anlatılar ile dönemin arkaplanına dair bilgileri bir araya getiren bu kitap 1968'in hakikate daha yakın bir resmini çezebilmek, hakikati tarihten geri kazanabilmek umuduyla yazıldı. Hiç kuşkusuz tek bir '68 yoktu, kitapta da herkes kendi '68'ini anlattı. Yine de diyebiliriz ki '68 kuşağı tutkulu ve başkaldıran bir kuşaktı. Evinden çok sokağı severdi, bir de devrimi ve arkadaşlarını. İnançları için ölümü göze almaktan çekinmeyen kişiler çıktı bu kuşağın içinden. Onların hikâyelerini bugün hatırlamamız bu yüzden önemli. Öte yandan hikâyelerin özgürleştirici oldukları kadar ketleyici, ezici de olabildiklerini unutmamak gerek. Efsane haline getirilmiş bir geçmişin, sonraki kuşakların sırtında ağır bir yük olduğunu da unutmamalıyız. Geçmişi yüceltmek, kolaylıkla bugüne boyun eğmenin bahanesine dönüşebilir.
'68'de gerçekte ne olduğunu bilmek, neyin olmadığını da düşünebilmek için de önemli. Bugünden bakıldığında, '68'de olup bitenler, bize güç ve esin verdiği kadar, neyin olmadığını, neyin hayal edilemediğini, neyin yaşanmadığını da gösteriyor. Henüz ne kadar çok şeyin denenmemiş olduğunu, ufkumuzda bizi ne kadar çok başlangıcın beklediğini de gösteriyor. Bizler, yazar ve yayıncı, Sokak Güzeldir'in böyle bir umutla okunmasını dileriz.