"Sokak, çatışma, müzakere ve temsil alanıdır. Sokak, mevcut hakları korumanın, yeni hak taleplerinde bulunmanın, kamu politikalarına müdahale etmenin aracı ve mekânıdır. Sokak, siyasal düşünceyi dışa vurmanın, düşünceyi simgesel düzeyde açıklamanın aracıdır. Düşünceler sokakta pankartlar, dövizler, semboller, ritüeller, grafitiler, mizah, kılık kıyafetler, aksesuarlar aracılığıyla açıklanır. Temsili demokrasilerde seçimden seçime aktif hale gelen yurttaşın, iki seçim arası dönemde de etkin olmasını sağlayan kolektif eylemler, özelde de sokak eylemleri, demokrasinin yaygınlaştırılmasının ve derinleştirilmesinin yollarından biridir."
Sokak gösterileri, kamusal alandaki protesto eylemleri son yıllarda bütün dünyada yaygın. Türkiye'de de bu küresel eğilime koşut bir gelişme varken, son yıllarda sokakta siyaset -özellikle muhalif siyaset- gitgide "tehlikeli" hale geldi. Hatta bu temel yurttaş hakkını kriminalize eden bir tutum hâkimiyet kazandı.
Elinizdeki kitap İstanbul, Ankara, İzmir, Diyarbakır, Adana, Mersin'den farklı saiklere ve taleplere dayanan deneyimleri gözleyerek, Türkiye'de sokak siyasetinin "doğasını" araştırıyor. Protestocuların toplumsal profili nasıl çizilebilir? Ne istiyorlar? Eylem repertuarı nasıl biçimleniyor, nasıl çeşitleniyor?
Polisin eylemlere ve eylemcilere bakışını, zihniyet ve davranış kalıplarını da göz ardı etmiyor çalışma. Karşılıklı geliştirilen stratejileri sokak siyasetinin bir dinamiği olarak ele alıyor. Ayşen Uysal bu kapsamlı incelemesiyle sokak gösterilerini ve protestolarını hem anlamaya katkıda bulunuyor hem de onları meşru ve "normal" bir siyasal-toplumsal faaliyet olarak kabul etmeye...