Yunan filozof Platon tarafından yazılan Sokrates'in Savunması, Sokrates'in (MÖ 469-399) devletin tanrılarına inanmadığı ve gençlerin ahlakını bozduğu gerekçesiyle suçlanmasını, yargılanmasını ve ölüme mahkûm edilmesini konu alır.
Sokrates'e yöneltilen başlıca ithamlar, onun yerin altında ve gökte olup bitenleri sorguladığı; yanlışı doğru, kötüyü iyi gösterdiği; gençleri de böyle davranmaya ittiği yönündedir. O ise sorgulanmayan yaşamın yaşamaya değer olmadığını ileri sürer. Sokrates hem bu görüşleri dolayısıyla, hem de bilgeliğiyle övünen kişilerin bilgisini sınayıp aslında sandıkları gibi bilgi sahibi olmadıklarını ortaya çıkarmasıyla pek çok düşman kazanmıştır.
Sokrates mahkeme heyeti karşısında kendini savunur, ama ceza vermemeleri için onlara asla yalvarmaz, yakınmaz ve güçsüzlük sergilemez.
Kendi ilkelerine ters düşecek biçimde hareket etmez ve serbest kalsa bile felsefesini yaymaya devam edeceğini beyan eder. Suçlu bulunup ölüm cezasına çarptırılmasının ardından, kendisi gibi bir bilgeyi öldürmekle hata ettiklerini dile getirir. Gelecekte Atina halkını karalamak isteyenlerin bu olayı kullanacakları kehanetinde bulunur. Öte yandan, ölmek ve bu sayede özgürleşmenin kendisi için en iyisi olacağını düşünmektedir.
Platon, klasik Yunan filozofu ve Batı dünyasının ilk yükseköğrenim kurumu olarak bilinen Akademi'nin kurucusudur. Çağdaşı olan pek çok filozofun aksine Platon'un çalışmaları, günümüze dek değişime uğramadan aktarılabilmiştir.
Platon, hocası Sokrates ve öğrencisi Aristoteles ile birlikte, Batı felsefesinin ve biliminin temellerini attı. İngiliz matematikçi ve filozof Alfred North Whitehead, "Tüm batı felsefesi tarihi Platon'a düşülmüş bir dipnottan ibarettir," der. Platon, felsefe, bilim ve matematik alanlarında temel figür olmakla birlikte, din ve maneviyat üzerinde de muazzam bir etkiye sahip olmuştur.