Yana çekilen Sokratis, tırabzana iyice yaslandı. Haykırarak yuvarlanan adamın başı onun ayaklarına, bacakları duvardaki haçlara, tütsülüklere ve lambalara çarptı. Bir haç halıya düştü, lambalardan ikisi kırılıp parçalandı, alevleri titreşerek karardı.
Bir süre daha yuvarlandı, diğer dönemeçte iyice savruldu ve tırabzanın dibinde hareketsiz kaldı adam.
Başının yana eğik tuhaf durumuna bakılırsa boynu kırılmıştı. Ağzından ve burnundan kan sızıyordu. Dudakları ve cansız gözleri aralıktı.
Adamın öldüğüne kanaat getirince burada işi kalmadığına hükmetti ve cesedin üstünden atlayıp çıkışa seğirtti. Papazlar gürültüyü işitmemişolsalardı bari. Bir de onlara palavra sıkmakla uğraşıp zihnini boş yere meşgul edemezdi.
Detektif Sokratis, yeni macerasında aile geçmişlerini kendi karakterlerinde yaşatan iki gizemli kadının,iyi ile kötünün, siyah ile beyazın arasında, yine cinayetlerin ve gizemli olayların peşini bırakmıyor.
Oğlak Yayınları, polisiye edebiyatın usta yazarı Suphi Varım'ın, "Detektif Sokratis Polisiyeleri"nin altıncı kitabı, Sokratis ve Kılıç Ustası'nı Maceraperest Kitaplar arasında yayımlamaktan gurur duyar.