"… İnsanoğlu, ağaç yere eğildiğinde yükünden zannederdi. Oysa onu yere eğen, üzerindeki dalları, yaprakları ve meyveleri kendinde tutma mücadelesiydi."
Adana'dan Ankara'ya hukuk okumak için gelmiş olan üniversite öğrencisi Kadın, Adam'ı görür ve ona vurulur. Artık kendisinin de müdahale edemediği duygu karmaşalarının esiridir. Özlem yüklü bir "şimdi"den, belirsiz bir "gelecek"e yürümektedir Kadın tek başına. Üstelik etrafı gelenekler ve tabularla çevrilidir. Kadın önce susar, üç yıl boyunca susar ve kararlılıkla durur kendisine ayrılan kara parçasında.
Peki ya Kadın konuşmaya karar verirse? Eline kalemi alıp yazmaya başlarsa? Adam'a ulaşabilecek midir?
"Aşk"ının izinde, her şeye ve herkese rağmen yürüyen bir kadının tutku dolu hikâyesi…