"İsmail Göktürk eskilerin tabiriyle hudâyinâbit bir şairdir. Yani, Allah vergisi bir kabiliyetle kendini geliştirenlerdendir. "Soluk Soluğa"daki şiirler, hudayinâbit bir çiçek olan ve dağ lalesi, şakayık-ı numan diye de adlandırılan gelincikler manendidir. Medeniyet dilimizle yani bin yıllık sahih Türkçe ile kaleme alınmışlardır. Tabii ve güzeldirler. Kadim zamanların kirlenmemiş, kimyası bozulmamış toprağında açtıkları içindir ki hamdele ve salvele makamında bir münacaat ve naatle karşılarlar sizi. Sonrasındaki şiirler bir gelincikler meşheridir. Kimi kırmızı, kimi pembe, kimi beyazdır ama hepsi de bağırlarında bir yaranın siyahlığını taşır. O yara dünya gurbetindeki garipliğimizin hicranıdır, kokumuzu ya da rüzgârımızı kaybetmiş olmanın kederidir, bir vakitler "dillerde destan iken bugün kıyl ü kâl olmuşluğumuzun" hüznüdür. Lâkin yine de bedbinliğe değil; muhabbet ve merhametle gayrete, asl'a yönelmeye, dirilişe, kalbimizi yeniden kuşanmaya çağırırlar. Ol sebepten bize bir yüreğimiz olduğunu hatırlatan, "soluk soluğa" okunası kıymetli şiirlerdir İsmail Göktürk'ün şiirleri."
Ali Yurtseven