Aklımı kaybetmiş gibiydim. Birkaç saniye bir şeyler düşünüyor, sonra ne düşündüğümü unutuyordum. Bunu hücredeyken de yaşadığımı hatırlıyorum ama bu seferki başkaydı. Bu, açlığın ve susuzluğun verdiği bir şey gibi değildi. Bu, belirsizliğin ve en kötü ihtimalin gerçekleşmiş olabileceği şüphesinin yarattığı etkiydi. Korkularım zihnimi tamamen ele geçirmiş, nefes alışverişlerim hızlanmıştı. Kalbim o kadar hızlı çarpıyordu ki yerimde durursam kalbim de benimle duracak diye endişe ediyordum.