"Bir insanın ölümü trajiktir. On insanın ölümü dramatiktir. Bir milyon insanın ölümü ise sadece bir istatistiktir."
– Josef Stalin
Şeytanın sunduğu elmayı iradesine yenilerek kabul eden ve böylece cennetten kovulan insana, şeytan ne vaat etmiş olabilir ki? Haz mı? Hayır. GÜÇ! Tanrı'nın güvenli krallığında, bolluk ve bereket içinde yaşayıp giden insanoğluna şeytanın vaat edebileceği tek şey, insanın kendi krallığını ilan etmesi olabilirdi ancak. Böylece ilk kez Tanrı'nın tahtına göz dikmeye cüret eden insanoğlu, elmayla sembolize edilen tanrısallık gücünü kabul ederek ilk günahını işlemiş oldu. Kendinin tanrıyı oynayabileceği bir dünyada, kendi kurallarıyla kendi egemenliğini kurdu. Pandemi deneyimiyle birlikte bu kez dijital devletleşmenin provasını yaparak form değiştirmeye hazırlanan dünyada, bir kez daha Tanrı'nın tahtında oturmak isteyen egemen küresel güçler, kartları yeniden dağıtmaya karar verdiler. Bu sonsuz güç istenci karşısında, dijital devletlerin köleliğine mahkûm edilecek olan insanlık, gerçekliğe ne zaman uyanacak ve baskıya karşı nasıl direnecek?