Yaşamı öğrenmeye çalışan on sekizinde bir genç kız; hayattan zevk almayan, her istediğini elde etmeye alışmış, şımarık bir çocuk…
Ve Tanrı'nın öğreti niteliğinde gönderdiği tesadüfi bir kaza!
Yağmur Üstüner Son Nefesim'de gençliğe yeni adım atmış bir kızın aşkla tanışmasını, saflığıyla bütünleşen duygusal devinimlerini kaleme alıyor. Onun kelebek misali uçuşan heyecanıyla varlığını anlamsız bulan depresif bir çocuğa varlığının ne kadar anlamlı olduğunu öğretiyor. Sıradan birbirini seven iki kişinin değil iyi ile kötünün aşkını konu ediyor kendine.
Cansu ile Rüzgâr'ın nefretle örülen ilişkisini işlerken "Sevgi, bir insanı iyileştirebilir mi?" sorusuna yanıt arıyor!