Son soruyu tamamlamadan, biraz önce yazmış olduğu cümlenin sonuna son bir nokta koyduktan sonra, yerinden kalkarak kürsüye doğru ilerledi. Sınav kâğıdını hocaya verirken elleri titriyordu. Hocanın gözlerine baktı, gülümsüyordu, başını salladı hafiften, sonra gözlerini çevirip Ayşe'ye baktı, başını kaldırıp kendisini görmesi için bekledi bir süre, kız yüzünü kapatan siyah uzun saçlarını elleriyle yukarı kaldırarak başının arkasına bıraktı, kendisine bakan yeşil gözlerle karşı karşıya geldi, baktı, gözlerini ayırmadan uzun süre baktı, diğerinin bakışlarının kendisininkileri yutmasına, kendi içine alarak yok etmesine izin verdi; ne yapacağını bilemedi, sadece birkaç damla gözyaşı sessizce yanaklarına düştü. Hoca, kurşunların ortasında kalmış gibi, ne yapacağını bilememenin verdiği şaşkınlıkla, bir yeşil gözlere, bir kahverengi gözlere bakıyordu.?Son Nokta yazarın doksanlı yıllarda yazdığı ilk öykülerinden oluşuyor. Öyküler bize, yaşamımızın her gün ve anında karşılaştığımız insanların özlem ve hüzün dolu hikâyelerini anlatıyor. Okuyucusuna ayna tutarak kendi geçmişiyle yüzleştiriyor, içinde yaşadığı dünya ve kendisini çevreleyen insanlarla ilişkilerini sorgulatıyor. Sayfalar ilerledikçe, onların yaşamlarında kendi özlemlerinizle, acılarınızla, hüzünleriniz ve pişmanlıklarınızla karşılaşıyorsunuz. Bazen yüzünüzde bir gülümseme belirirken, bazen de yüreğinizin kanadığını, acıdığını hissediyorsunuz.