''Ruhum bembeyaz bir perdenin arkasından sıyrılıp, kapkara dumanların arasında kederleri ilmek ilmek alıp bedenime kara közlerini sürüyor.
Ben ise karmakarışık yitik duyguların arasında kaybettiğim insanlığımı arıyorum. İnsanlık onurunun yerlerde süründürüldüğü anın dillendirildiği o gün, zifiri karanlıkta dualar ediyorum; yapayalnız, tekbaşıma, bedenim çıplak, ruhum çırılçıplak…
Ellerim, yüzüm simsiyah, karanlıklara gömülen ruhumu takip ediyorum anadan üryan, bu yolculuğun nerede biteceğini bilmeden.
Dolaşıyorum tüm yeknesallığım ile yapayalnız. Küçükkaya'da üzerime sürülen karayı çıkartma isteği alevleşiyor, bu koca, bu serseri evrende.''