Coğrafyalar, cansız, donuk birer toprak parçası olarak görülmemeliydi. Coğrafyamız, milyonlarca insanın söylemeye, haykırmaya çalıştığı sesleri içerisinde yaşatıyordu. Her coğrafya bir dünya, her dünya bir imtihan alanıydı ve oralarda imtihanını veren birileri vardı.
Coğrafyamız konuşuyordu ve bize düşen bu konuşulanları anlatılabilir, anlaşılabilir kılmak. Haritalar üzerinden sınırlarla bölünerek parçalanan coğrafyamıza dair duyarlı olmak, o işitilmeyen seslerin sesini duyurmak bir ibadetti aslında... İşte elinizdeki bu kitap böyle bir ibadet bilinci ile hazırlandı. Yakin dönemdeki seyahatlerimiz sonucun da, merak ve ilgiyle yöneldiğimiz arayışlarımızın yazıya dökülmüş bir hali olarak ortaya çıktı.Evet, ben Sordum onlar Söylediler...