Hz. Peygamber (as):"Kur'an okuyan mü'min turunçgiller gibidir. Kokusu hoş, tadı güzeldir. Kur'an okumayan mü'min hurma gibidir. Kokusu yoktur, tadı güzeldir. Kur'an okuyan münafık fesleğen gibidir. Kokusu hoş fakat tadı acıdır. Kur'an okumayan münafık Ebû Cehil karpuzu gibidir. Kokusu yoktur ve tadı da acıdır."
En nihayetinde, Rabbin dostluğuna erebilmek için okunmalıdır Kur'an. Bu manada elimizdeki bir kültür kitabı ya da hoş vakit geçirme vesilesi değildir. Sadece bilgi dağarcığını genişletmek için de okunmaz bu kitap. Ödev vermeksizin daima imtihan eden dünyanın kör kuyularından kurtulmak için kulak vermemiz gereken kelamdır o. Başka bir yer, başka bir dünya var diyen, verdiği haberde şek ve şüphe olmayan bir kelam… Dünyayı sarsıp kendine getirecek, hayatımızı rayına oturtacak "güçlü ilkeler" koyan kelam… Her gün bir başka yeri çöken dünyanın çöküşünden ruhumuzu azad edecek yönü tayin eden kelam… İnsana; sen yeryüzüne fırlatılmadın, orada yalnız değilsin, diyerek kılavuzluk eden kelam… Boğucu hayat elbisesinden sıyıran, sanrılı algılarımızdan uzaklaştıran ve nihayetinde huzurun kapısını aralayan kelam… "Lebbeyk ya Rab!" diyerek kapağını her açtığımızda kendisiyle zincirlerimizden azad edildiğimiz bir kelam…
Elinizdeki bu çalışma, vahyin tasavvurumuzu inşası ve nihayetinde hayatımıza onunla düzen verebilmek için daha fazla ne yapabiliriz kaygısının bir ürünüdür. Dolayısıyla, ehlinin doyamadığı Kitab'ın dikkatle, ciddiyetle, hatta notlar alarak, kayıtlar tutarak tekrar ve tekrar okunması için bir teşvik olması; Kur'an'ı öğrenen ve öğretenin, bu çabasında elini desteklemek niyeti ve amacı ile hazırlanmıştır.