Sosyal ve Beşeri Bilimlerin farklı alanlarına ait akademik çalışmaları siz değerli okuyucuların istifadesine sunduğumuz bu kitap dokuz bölümden oluşmaktadır. Kitap, Türk Dili ve Edebiyatı, Tarih, Coğrafya, Sosyoloji ve İslam Felsefesi vb. alanlarında yeni bakış açıları kazandırabilecek incelemeler ve bu alanlara katkı sağlayabilecek eleştirel tahlil ve araştırmalar içermektedir. Alanında değerli araştırmacıların kıymetli emekleri ile ortaya koyduğu farklı konu başlıkları ele alındığı eserin her bir bölümü müstakil bir araştırmaya konu olacak kadar kapsamlıdır.
"Osmanlının Gayrı Müslim Tebaası: Zimmiler" başlıklı çalışmada, Diyarbakır örneğinde 18. yüzyıl ortalarında Osmanlıda şikâyet kültürünü ortaya koymak amacıyla ilgili döneme ait Diyarbakır Ahkâm Defteri, Diyarbekir Şer'yye Sicilleri ve bu alandaki yapılan bilimsel çalışmalar kullanılarak devlet-toplum ilişkisi, adaletin tecellisi ve kişi haklarının korunması anlaşılmaya çalışılmıştır. Belirlenen çerçevedeki şikâyetler ele alınarak döneme ve bölgeye ilişkin değerlendirmelerin yapıldığı çalışma, Osmanlıda şikâyet müessesinin çok etkin çalıştığına ilişkin sosyal tarih çalışmalarına şikâyet kültürü ve bürokrasisi açısından katkı sunmayı hedeflemektedir.
"Hikmet Hükümenoğlu'nun Körburun Romanında Varoluşçuluk" adlı çalışmada, öncelikle varoluşçuluk kuramının amacı genel hatları ile ele alınmakta, ardından varoluşçuluk ile Körburun romanı arasında bir köprü kurularak romanın içindeki varoluşçu temalar tespit edilmektedir.
"Erzincan İlinde Yaşlılara Karşı İşlenen Dolandırıcılık Suçu Üzerine Nitel Bir Araştırma" başlıklı çalışmada, toplam nüfus içerisinde oranı her geçen gün daha fazla artan yaşlı nüfusun, hızla gelişen bilgisayar ve iletişim teknolojilerine bağlı olarak ortaya çıkan yeni tip dolandırıcılık yöntemlerinden en çok hangilerine maruz kaldıkları ve istismar edilen yönleri, 2020 yılı itibariyle Erzincan ilinde yaşayan ve son 5 yıl içerisinde dolandırıcılık suçu mağduru olmuş 60 yaş ve üzeri 38 katılımcıyla derinlemesine görüşme tekniğine dayalı olarak incelenmekte ve elde edilen veriler mağdurların risk konumlarına göre sosyolojik açıdan değerlendirilmektedir.
"Oryantalist Dünyaya Karşı Mistik Bir Duruş: Fuat Sezgin" başlıklı çalışmada, Fuat Sezgin'in Buhari başta olmak üzere İslam Bilim tarihi üzerine yaptığı çalışmalarda ortaya koyduğu bilgi ve bu bilgiye dayalı olarak oryantalist bilginin değiştirilmesinin ya da yanlışlarının ortaya çıkartılmasının önemi üzerinde durulmakta ve özellikle bilgi çağında bu hususun artan önemine dikkat çekilmektedir.
"Peyami Safa'nın Süreli Yayınlarda Kalmış İki Hikâyesi: "Ah O Ses!" ve "Rüya"" başlıklı eserde, Türk hikâyeciliğinin önemli isimlerden Peyami Safa'nın romancılığı, romanlarının çözümlenmesi için birer anahtar işlevi gören veya romanlarında önemli izler taşıyan hikâyeleri üzerinden ele alınmaktadır.
"Roman Sanatı ve İktisadi Hayat Münasebeti: Bir Atatürk Devri Tarihî Romancısı M. Turhan Tan'ın Romanlarının Çözümlenmesi ve İktisadi Kalkınma Fikri" başlıklı çalışmada, roman sanatı ile reel hayat arasındaki ilişkiler dikkate alınarak olay örgüsü, kişiler, zaman, mekân ve anlatıcı yapı unsurları aracılığıyla bir edebî tür olan roman metni M. Turhan Tan'ın romanları özelinde çözümlenmekte ve roman sanatı ve iktisadi hayat arasında kuvvetli bağlar kurulmaktadır.
"Tercüme'den Çeviriye" Türk Çeviri Faaliyetlerine Genel Bir Bakış" başıklı çalışma, Şermin Yaşar'ın "Tarihi Hoşça Kal Lokantası" öyküsünden yola çıkılarak onun edebi anlayışına ve bu anlayışa sebep olan bilinçaltı izlenimlerine ulaşmayı amaçlamaktadır. Yazarın psikolojik yönüne ulaşma çabası barındıran bu amaç, öyküleri okurun gözünde daha da anlaşılır kılma çabası taşımaktadır.
"Tarihselcilik ve Evrenselcilik Arasında Kur'an" başlıklı çalışmada, tarihsellik fikrinin doğuşu ve mahiyeti, İslam tarihselciliği, tarihselcilik ve İslam geleneği ve İslam fıkhının fonksiyonu konularına değinmekte ve Kur'an'ın tarihselliğine ilişkin bir örnekle (haram aylar), Kur'an'ın tarihselliğini savunarak İslam ümmetinin kurtuluşu için bir teori geliştiren tarihselciliğin iyi niyetli taleplerine rağmen birçok maluliyetlerinin, çelişkilerinin bulunduğunu ortaya koymaktadır.
"Erzurum Şehrinde Acı Bir Kayıp: Yok Edilen Mezarlıklar" başlıklı çalışmada, binlerce yıllık geçmişi olan Erzurum şehrinde az sayıda kalan mezar taşı ile geçmişin izlerine bakılmaya çalışılmakta ve ildeki mezarlıkların yanlış şehir planlamalarıyla yok edildiği hususu ortaya konularak geleceğe ilişkin politika çıkarımları yapılmaktadır.
Bu vesile ile kitabın ortaya çıkmasında emeği geçen değerli bölüm yazarlarına teşekkür eder ve çalışmaların alana katkı sunmasını temenni ederiz.