Sosyoloji, Avrupa'dan önce İslam dünyasında bilinen ve üzerinde çalışılan bir ilim. Sosyal ilimlerin karakteri, ait olduğu toplum ve medeniyetin özelliği ile önemli ölçüde bağlantılı. Fakat Batı'da bu ilmin, tüm toplumları bağlayıcı ve açıklayıcı bir özellik içinde sunularak ciddi bir hata yapılmıştır. Bir manada, olanı olmayanla açıklamak gibi bir durum ortaya çıkmıştır.
Hâlbuki, her sosyal yapı, kendine has dinamikler ve özellikler içinde ortaya çıkar ve orijinal bir nitelik kazanır. Bu durum aslında o toplum ve medeniyetin fotoğrafının çekilmesi demektir. Fotoğraf doğru ve net çekildiği ölçüde, toplumların işleyiş ve gelişmeleri de bu özelliğe bağlı olarak çözüme kavuşur.
Sosyal hayat, toplumların bütün yaşayışlarını inceleyen ve cevap veren komplike bir sistemdir. Bu sistemi ancak o toplumların tarihi, edebiyatı ve inanç sistemleri içerisinde ele alarak gerçek durumunu tespit etme imkânına sahibiz.
Sosyolojiye Giriş -İslami Perspektif- kitabı, sadece Batılı perspektiften olayları ele almakla kalmamış, İslam dünyasının bilgi, düşünce ve sosyal gerçekleriyle olaya daha geniş bir şekilde bakarak yeni bir anlayış ve kültür ile sosyolojiye farklı bir perspektif getirmiştir.