Son yüzyıllarda yaşanan kitlesel katliamlara dair çalışmalar, soykırımın kendine özgü dinamikleri olduğu yönünde ağırlık kazanmış durumda. Birçok soykırım vakası, hızlı bir biçimde kitlesel katliama evrilen zorunlu tehcir ve etnik temizlik programlarıyla başladı.
Tarih çalışmalarında yeni yaklaşımları temsil eden ve Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemine odaklanan Soykırım Meselesi, konuyu "soykırım var mı, yok mu" sorusunun, inkâr ve kabul tartışmasının ötesine taşıyor. Kitapta yer alan makaleler, Osmanlı 'mparatorluğu'nun nüfus politikalarının ve toplumun farklı kesimlerini teşhis etme becerisinin, olayların gelişimindeki bağlamın, ihtimallerin ve zamanlamanın önemine vurgu yaparken, farklı milletlerden muhacirlerin oluşturduğu motivasyona dair de farklı fikirler sunuyor.
Karmaşık, girift ve yeni araştırmalara muhtaç olan bu alanda, Soykırım Meselesi'nin hem çözüm sunmada hem de Anadolu'daki Ermeni halkının yok edilmesiyle neticelenen soykırımın nasıl gerçekleştiğinin anlaşılması konusunda okuyuculara yardımcı olacağına inanıyoruz.