Çocuğa yönelik cinsel istismar küresel halk sağlığı sorunudur. Sorunun önlenmesinde ve müdahalesinde çok boyutlu, bütüncül yaklaşım gereklidir. Koruyucu ve önleyici çalışmalara yönelik politikalar öncelikli hedef olmalı; tüm kurum ve kuruluşlarda sistemli uygulamalar gerçekleştirilmelidir.
Ancak ne yazık ki, çocuklar ancak cinsel istismara maruz kaldıkları açığa çıktıktan sonra, sistemlere dâhil olmaktadırlar. Bu süreçlerde bazen adli, sağlık, çocuk koruma, sosyal hizmet sistemlerinin yapısından, işleyişinden dolayı; bazen de sistemlerde yer alan profesyonellerin bakış açısı, yaklaşımından dolayı çocuklar adeta ikincil örselenme yaşamaktadır. Sistemler arasında eşgüdüm olması önemlidir; ama ondan daha da önemli olan her aşamada çocukla karşılaşan profesyonellerin çocuğun öncelikli yararını gözeterek, ona bir "dosya" değil, "birey" ve "bir yaşam" olarak bakmalarıdır.
Bu kitapta, çocukların ve annelerin adli sistemde, sağlık sisteminde, çocuk koruma, sosyal hizmet sisteminde karşılaştıkları davranışlar, yaklaşımların onları nasıl örselediğini, incittiğini, bu deneyimlere ilişkin duygu ve düşüncelerini bulacaksınız. Ama aynı zamanda, incinmiş çocukların bu yolculuğunda onlara birey olarak, insan olarak, haklarını gözeterek yaklaşan profesyonellerin de olduğunu göreceksiniz. Bu profesyoneller onların süreçte bir kez daha örselenmemesi için mesleki uygulamalarında çocuk odaklı yaklaşımı benimseyen ve uygulayan kişilerdir. Onlar, çocuklarda yaşama bağlanma umudunu yeşerten sosyal hizmet uzmanlarıdır, psikologlardır, avukatlardır, hekimlerdir, hemşirelerdir.
İncitilmiş çocuklara kendilerini değersiz hissettiren meslek elemanları olduğu gibi, onlara kendilerini değerli hissettirecek yaklaşımlarda bulunan meslek elemanları da vardır ve onlar her şeye karşın umudu canlı tutmaktadır. Emeklerine bin saygıyla…