"Başlangıçta söz vardı." diye başlar İncil. Her şeyin başlangıcı söze dayanır o yüzden. Dünyaya atılan bir tohumken söz; aylar, yıllar, asırlar geçtikçe bir ulu ağaca dönüşür. Ağaç büyüdükçe gölgesi dünyayı kaplar.
Söz ağacının meyveleri kelimeler, aslında bir insana benzer. Yetiştiği toprak anası, meyvesi olduğu ağaç da babasıdır. Pek çok kardeşi, kuzeni, akrabası vardır. Gün gelip yaşı kemale erdiğinde ağacından düşüp kendini bulmak için yollara düşer. Bazen diyar diyar dolaşır, her gittiği ülkenin rengine, şekline bürünür.
Bazen kök salar yabancı diyarlarda, çoluk çocuğa karışır. Bazen de tutunamaz bir garip gibi, yok olup gider. İçlerinde asırlar sonra bile olsa doğduğu topraklara dönen olmuşsa da artık o söz eski söz değildir. Gezdiği tüm diyarların, gördüğü tüm acıların, kullanıldığı tüm şiir ve öykülerin izleriyle
bambaşka biri olup çıkmıştır...
Dünya var oldukça sözün bu sırlı yolculuğu hep devam edecek. İşte bu kitap da o yolculuğun küçük bir izdüşümü. Kelimelerin seyahatnamesi, adeta seyir defteri... Öyleyse haydi durma, sen de katıl bu yolculuğa... Kuran'da da denildiği gibi
"Oku!" o sözü...