Söz ve sözcüklerin ilahi bir yapısı vardır. Sadece doğruların ifadesi için vardırlar. Getçeği saklayanları, başkasını kandıranları hiç sevmezler ve affetmezler. Gece gündüz takip eder, açığını, boş bir anını yakalamaya çalışırlar. Yakaladıklarında da gereğini yapar ve rezil rüsva ederler.
Toplum içinde itibarsız yaşamak, yalancı biri olarak tanınmak ve bu ünvanla ölüp, sonsuza kadar böyle anılmak bir insan için felaketlerin en büyüğüdür. Ama gelin görün ki en küçük bir çıkar için, bir makam kapmak için, helal haram demeden mideyi doldurmak için ne yalanlar söylendiğine şahit oluyoruz. Hatta bu yalanlara yoksul garibanları da inandırmaya çalışan ve sanki koca koca üniversiteleri sırf üç kuruş uğruna bu işi kendilerine misyon edinmek için okumuş, sözümona üniversite hocalarına ve köşe yazarlarına rastladıkça insanlığımdan utanıyorum.
Ve sözün içinde saklı ilahi güce sesleniyorum: Ey ilahi güç! Bu yalancıları sadece rezil etme, bunları öyle bir çarp ki, kilitlensin çeneleri de bir daha yalan konuşup sözü kirletmesinler ve insanlık onurunu yerlerde süründürmesinler!