Günümüz dünyasında gelişen teknoloji insanları günden güne sedanter yaşam tarzına yönlendirmektedir. İnaktif yaşam tarzına alışan bireyler eklem ağrıları, kardiyolojik rahatsızlıklar, obezite gibi birçok hastalığa davetiye çıkarmaktadırlar. Fiziksel olarak aktif olan kişilerin sadece fiziksel olarak değil aynı zamanda ruhsal ve mental olarak da daha kaliteli bir yaşam sürdürdükleri kaçınılmaz bir gerçektir. Spor bireylerin sosyal, fiziksel ve duygusal anlamda zinde kalmalarını sağlayan ve bununla birlikte bireylerin mental, ruhsal ve sosyal anlamda gelişimi sağlayan bir faaliyet olarak görülmektedir. Bunun yanı sıra spor bireylerin farlılıklarını ortadan kaldırırken aynı zamanda bireysel yetenek ve kapasitelerin farkına varılmasını sağlayan bir olgudur. Sporun bireyleri ve toplumları bir araya getirme ve fırsat eşitliği sağlama anlamında da çeşitli etkileri de bulunmaktadır. Diğer yandan spor ekonomik anlamda da bacasız fabrika olarak adlandırılırken doğrudan veya dolaylı olarak kişi ve kurumlara ekonomik anlamda önemli katkılar sağladığı bilinmektedir. Dünya genelinde popülerliğini kazanmış spor branşlarından oldukça iyi gelir elde edilmesi sporda ki rekabeti oldukça arttırmaktadır. İşte bu rekabet çemberin de antrenörlerin sporcularını ahlak ve etik çerçevesinde yetiştirmesi oldukça önem arz etmektedir. Yapılan bu bilimsel çalışma bu alanda ulusal ve uluslararası litaretüre katkı sağlamak amacıyla yapılmıştır.