Bir devrimin başına gelecek ilk şey muhalefettir. Öncelikle yıkılan düzenin kalıntıları düşmez yakasından. Tarihin tekerini tersine çevirmeye çalışanlardan kurtulmak için verilen var olma mücadelesi devrimin saflarında gedikler açar, cesaret kırar, zihinleri karartır. Bu atmosfer devrimin aşırı hızlı gittiğinin, hatta durması gerektiğinin en nihayetinde varacağı yere vardığının düşünülmesi için oldukça bereketlidir.
Rusya'da 1917 proleter devrimi üç yıl süren iç savaştan zaferle çıkmıştı ancak harap olmuş ve kaynaklarını neredeyse tüketmişti. Devrimi yapan işçilerin önemli bir kısmı cepheden dönememiş, dönenler de takatsiz kalmıştı. Yardıma gelecek dünya devriminden umudu kesmeye başlayan işçi sınıfı Sovyetlerdeki ağırlığını yitirerek, iktidarı, giderek bürokratikleşen devlet aygıtına kaptırdı.
Devrim artık dev bir memur kitlesinin elindeydi. Gittikçe artan ayrıcalıklarını istikrara kavuşturmaya can atan bu habis kitle, bir yandan, kendisine mal ettiği iktidarı işçi sınıfına karşı ilelebet elinde tutmanın yollarını ararken, beri yandan da yeniden güçlenen burjuvazinin rekabetini kırmaya çalışıyordu.
İşte bu koşullarda bir işçi muhalefeti, bir sol muhalefet öncelikle fabrikalardan ve devrimi yapan partinin bağrından, Bolşeviklerin arasından yükseldi. Devrim'i ve Bolşevizm'i gasp eden bürokrasi ve onun yozlaşmış sözcüleri, bu muhalefeti kendi geçmişlerinden koparmak için yeniden adlandırmakta gecikmeyecekti: Troçkistler...
Anlatılan Rusya'da ve dünyada proleter devrimin sürekliliği için mücadele eden Bolşevizm'in yenilgisinin hikâyesidir. Devrimi yapan kuşağın kurşuna dizilmeden önceki son mücadelesi, komünizmi kapitalistlerin korkulu rüyası olmaktan çıkaran bürokratik düzenin inşası, sınıf savaşımının bir başka yüzü… Sovyetlerde dolaşan hayalet: Troçkistler