STANİSLAVSKİ
1863 yılında simli iplik üreticisi olan fabrikatör Alekseyev'ler ailesinde doğdu Stanislavski. Sekiz çocuğu olan baba Sergey Alekseyev ve anne tarafı Fransız, baba tarafı tüccar olan annesi Yelizaveta Yakovleva-Alekseyeva'nın ikinci evladı Konstantin Sergeyeviç Alekseyev sahne adı K.S.Stanislavski. Dadılar, mürebbiyeler, yabancı diller, müzik, spor öğretmenlerinin birinin dersi biter bitmez, diğer öğretmenin dersi başlıyordu. Ders aralarını kardeşler kendi meraklarıyla değerlendiriyorlardı. Stanislavski çalışma masasının çekmecesinin içine sakladığı bizzat kendi elleriyle yaptığı çeşitli tiyatro maket ve oyuncu figürlerini çıkarıp hayal gücünü geliştirerek bambaşka dünyada yolculuğa çıkıyordu. Ta ki öğretmen yeni derse başlayana kadar. Bu dönem Stanislavski'nin ergenlik çağının bir parçası. Kadim sanat Tiyatro Sanatına olan hayranlığı üç-dört yaşından başlayıverdi. Bir yılbaşı Alekseyev'lerin XVIII. yy karakteristik mimarisine sahip muhteşem malikanesinde aile kutlamasında üç - dört yaşlarındaki Kostya (Stanislavski) bir kar taneciği rolünü alır. Bembeyaz kürk, kürklü şapka, kürklü eldivenler, kürklü çizmeler çocuğu nerdeyse hareketsiz hale getirir, hayatının sonuna kadar o sahneyi unutmuyor Stanislavski.
O tanrının dünyaya bahşettiği, her açıdan mükemmel: İdeal fizik, saygılı evlat, sadık eş, baba, istidat, büyük aktör, yönetmen, dünya çapında öğrenci yetiştirmiş Tiyatro kuramcısı ve pedagogu oldu!
…..
"Ben o kadar geç doğdum ki onun öğrencisi olamadım.
Ben daha çok Stanislavski'nin sahnelediği oyunları, onun eğittiği oyuncuları, ondan ders almış, ona çok inanan oyuncuları izlerken öğrendim, eğitildim. Stanislavski'le ilgili ister onun esprili anlarını, ister gazaplı anlarını anlatan binlerce olgu, daha da fazla efsane, anekdot duydukça bu büyük adamı bana en yakın birisi, canımın içi yaptı. İşte bundan dolayıdır ki Stanislavski'yi uzun zamandan beri tanımaktayım.
Tiyatro sahnesinde Stanislavski'yi rolde, sahnedeyken gördüm, o zamanlar tiyatroda olmayı hayal bile etmiyordum. Tiyatro okulundayken de birkaç defa gördüm ve bir
kez de öğrenci grubumuz onun misafiri olup sohbet etme şerefini yaşadık. Ölümünden az evvel. Fakat ne kadar da şaşırtıcı olay! Kendimi bildim bileli Stanislavski hep yanımda
oldu. Öyle geliyor ki onunla fiili tanışmamızdan çok çok önce tanışmışız ve bu tanışma bugüne kadar devam etmektedir. Otuz yıldan fazladır ki hayalimde onunla sohbet ediyor, ona fikir danışıyor, sayısız sorular soruyorum. Otuz yıldır ki üzerimde onun serzenişli veya teşvik edici bakışlarını hissettim. Bu yıllar boyunca onu anlamayı öğrendim."
….
"Bir zamanlar bir komut verildi: Herkes Stanislavski'yi örnek alsın. Fakat Stanislavski'yi örnek alarak önde yürüyen Stanislavski'yi kastetmeliydi, ama ne yaptılar raftan alınmış Stanislavski'yi örnek aldılar. Stanislavski çoktan en önde yürüyordu, Stanislavski gibi yapmak isteyenler yerlerinde
sayıyorlardı. Artık şimdilerde başka komut verme zamanı: İleri, Stanislavski'nin arkasından!. Bunun için iyi bacaklarınız olacak, olacak ki hızla uçan Stanislavski'nin peşinden koşarak onu görüntü alanınızdan kaçırmayasınız.
Geleceğin tiyatrosuna vardığımızda, bizi orada ilk karşılayan kişi genç, bilge ve kurnazca gülümseyen Stanislavski olacaktır.
Vsevolod Meyerhold, hocası K.S.Stanislavski için:
"O yetenek sahibi, yahut büyük istidat değil. Hayır. O,
deha yönetmen-öğretmendir."
Rus kültürü veya sanatından söz edildiğinde üç mucizeden söz edilir:
Kutsal Vasili Kilisesi, Moskova Sanat Tiyatrosu, Modest Musorgski
İnsanlığın üç mucizesi denilince :
Albert Einstein, Sigmund Freud ve Stanislavski isimleri
anılır…."
"Sistem ve Metod konusunun kuramcısı Stanislavski'nin tiyatro yaşamı."
Moskova Sanat Tiyatrosu, Olga Knipper-Çehova, Anton Çehov, Lev Tolstoy, Aleksey Tolstoy, M. Gorki, A. Ostrovski, Dostoyevski,Lee Strasberg, Mihail Çehov, Mayerhold, Nemiroviç -Dançenko, Vahtangov, Suvorin, Veşnevski…
Özellikle de Anton Çehov'un Martı,Vişne Bahçesi, Vanya Dayı oyunlarının sahneleneşi…
Dünya Tiyatrosunu etkileyen insanların resmigeçidi…