Modern pazarlama anlayışında her sektörde olduğu gibi siyasette de sayısız parti ve adaylar seçmen sadakati peşinde koşmaktadır. Siyasetçi-seçmen ilişkisinin uzun dönemli olabilmesi zihninde etkin bir konumlandırma yaratmaktan geçmektedir. Seçmen davranışları, günlük hayatta meydana gelen sosyal, siyasal, ekonomik ve teknolojik gelişmeler, demografik unsurlar, siyasi partilerce belirlenen politikalar gibi birçok değişik faktöre bağlı olarak hızlı değişim gösterebilmektedir. Siyasi partilerinde bu değişimi takip edip ona göre politik pazarlama çalışmaları yapmaları kaçınılmaz bir durumdur. Seçmenlerin seçimden seçime politik inersi (süreklilik, durgunluk, süredurum, eylemsizlik) ekonomik oy verme (rasyonel seçmen) gibi farklı oy verme davranışları sergilediği göz önüne alındığında bireylerin zihninde oluşturulacak güçlü bir pazarlama politikasına gereksinim olduğu görülmektedir. Seçmenlere kendilerini yönetecek siyasi partileri belirleme noktasında iradelerini ortaya koyma imkanı veren seçimlerde siyasi partilerin ve adayların rakiplerine karşı rekabet avantajı sağlayacak politik pazarlama stratejileri ve uygulamaları sadece seçim dönemlerinde değil partilerin ve adayların yaşamı boyunca önem arz etmektedir. Dr. Burhan Akyılmaz seçmen pazarının birbirinden farklı ideoloji, talep ve ihtiyaçlara sahip olan seçmenlerden oluşması pazarın bölümlendirilmesini gerekli kıldığına dikkat çekmektedir. Bu noktada seçmen pazarının hangi faktörlere veya kriterlere göre bölümlendirilmesi gerektiği konusu siyasi partilerin odaklanması gereken en önemli konudur. Dr. Burhan Akyılmaz ele aldığı bu kitapta politik pazarlamanın potansiyel bütün seçmenlerle ilişki kurduğunuz ya da kurmadığınız her an gerçekleşmekte olduğuna dikkat çekmektedir. Yazara göre bu nedenle uygun politik pazarlama metodları aracılığıyla seçmenle bağ kurmaya çalışılmalıdır.