Acayip Şeyler Dizisi 19 Ağaçlar
Kitap fuarlarında yanıma gelen birtakım hanımefendiler ve beyefendiler, “Biz sizin kitaplarınızla büyüdük!” dediklerinde, önce bir şaşırıyorum. Içimden, “Hangi ara büyüdünüz ya?” demek geliyor. Fakat, ilk Acayip Şeyler kitabı ŞU ACAYIP HAYVANLAR’ın üzerinden on sene geçtiğini düşününce, şaşırmak için bir sebep olmadığını anlıyorum. Çünkü ilk kitabı okuduğunda dokuz yaşında olanlar, bugün on dokuz yaşındalar! Evet eski okuyucularım büyüdüler, genç oldular. Aralarında hâlâ daha yeni çıkan kitaplarımı almaya devam edip keyifle okuyanlar var. Evet zaman geçiyor. Acayip Şeyler dizisinin kitapları çoğalıyor. Ve dizinin ilk kitabı çıktığında, henüz bir incir ağacının yapraklarındaki kloroplastlar tarafından fotosentez ile pişirilen bir karbonhidrat molekülü olanlar da, büyüyüp Acayip Şeyler okumaya başlıyor! Ya da bir portakal ağacının... Tabii bir elma ağacı da olabilir... Mis kokulu bir ıhlamur da... Veya nar veya ayva... Hanımefendiler, beyefendiler! On dokuzuncu Acayip Şeyler kitabında, konumuz ağaçlar! Daha doğrusu, ŞU ACAYIP AĞAÇLAR! Haydi buyrun! Şu ağaçların tatlı serin gölgeliğinde biraz oturup sohbet muhabbet edelim.Hangi ağaçların mı? Fark eder mi? O çok zehirli manchineel olmasın da ne olursa olsun. Zeytin olsun, çınar olsun, üzerimize eğilmiş, güneşin tatlı ılık ışıklarını üzerimize para para gölgeleyen bir salkım söğüt olsun... Yeter ki, bir dikili ağacınız olsun. –Tarık Uslu (Özkan Öze)
Devamını Oku