Bütün masallar "bir varmış bir yokmuş" diye başlar. Sen de düşündün mü bu başlangıcın aslında ne kadar doğru ve bir o kadar da acıklı olduğunu? Bir an için buradayız işte, tüm gerçeklerimizle. Sesimiz gürül gürül çınlatıyor duvarları. Ama sonra? Nasıl da yok oluveriyor çığlıklarımızın tınısı, duyulmaz oluyor! Tıpkı çok sevdiğimiz, bitmesinden korkarak izlediğimiz bir film gibi, ya da yaşamaya doyamadığımız en güzel günümüz gibi, sona eriyor her şey. Masal bitiyor, kitap kapanıyor. Belki biraz hüzün bırakıyor ardında giderken, ki her gidiş hüzünlendirir insanı. Ya da küçük bir umut beliriveriyor, bizden sonrakilere duyulan inancın yarattığı...
Bu kitabı elinde tutan güzel çocuk, öyküm bir varmış bir yokmuş diye başlamalıydı benim de. Ama belki yok olmaz Allianoi, "yokmuş" demezsek biz.
Ve gökten üç elma düşmüş, biri senin için, diğeri kızım İlya'ya. Sonuncusu da, bu masaldakileri gerçek kılan tüm dostların başına...