İslam kültüründe belagat ve benzeri çoğu çalışma gibi, sözlük çalışmaları da, okunacak Arapça eserleri çözümlemeyi kolaylaştıracak, doğru anlamayı sağlayacaktır. Bu bağlamda Türk kültür tarihi içerisinde, özellikle Osmanlı hayatında manzum sözlük yazımı ilk olarak Ferişteoğlu Lugatı ile karşımıza çıkmaktadır. Manzum sözlük yazma geleneğinin, sonraki yüzyıllarda daha farklı biçimlerde kendini gösterdiğini, Ferişteoğlu Lugatine nazire olarak yazılmış olduğu anlaşılan Sübha-i Sıbyan adlı eser örneğinde görmekteyiz. Gerek Ferişteoğlu Lugati, gerekse Sübha-i Sıbyân adlı eserlerin kelime kadrosunu, İslam dininin temel kaynağı olan Kur'an'ın oluşturduğunu belirtmeliyiz. Osmanlı kültür hayatı içerisinde, 18. yüzyılda başlayıp, 19. yüzyıla kadar devam eden süreçte, eğitim hayatının vezgeçilmezleri arasında bulunan bu sözlüklerin, çocuklar için hazırlanmış Arapça Türkçe manzum sözlük kategorisi içerisinde yer aldığını özellikle belirtmek gerekir. Her ne kadar bu eser, Arapça-Türkçe manzum sözlük kategorisi içerisinde yer alsa da, içerisinde yer yer Türkçe Arapça biçimlere de rastlandığı görülmektedir. Sıbyân mekteplerinde öğretilen derslere ilâveten okutulan bu manzum sözlüklerdeki temel amacın, çocukların sözcükleri daha kolay ezberlemeleri, öğretilmek istenenin hafızada daha kolay kalabilmesini sağlamak olduğu, bunun için de ahenkli bir söyleşinin tercih edilerek ses, kafiye ve anlam özelliklerinden faydalanıldığı anlaşılmaktadır.