Dostoyevski'nin edebi hayatının olgunluk dönemlerinde yazdığı ve ahlâkın anlamını sorgulayan Suç ve Ceza, içine saplandığı yoksulluk çıkmazında toplum kurallarının bağından kurtulduğuna inanan bir gencin hikâyesini anlatır.
Raskolnikov adını taşıyan bu gencin vicdan muhasebesi ve ahlâki hesaplaşması üzerinde yoğunlaşan roman da sarsıcı sorularla yüzleşilir; Raskolnikov, öldürdüğü tefeciden aldığı parayı hayırlı bir amaç için kullanırsa, işlediği suçun doğasını kalıcı biçimde değiştirebilir mi? Cinayet ve hırsızlık gibi suçlar, "yüce" amaçlar için gerçekleştirilmişse vicdanın yükünden ve cezadan muaf olabilir mi?
Dostoyevski'nin en çok okunan romanı olan Suç ve Ceza, ilk defa yayımlandığı 1866 yılından bu yana insan ideallerini ahlâki ve felsefi sorularla sınamaya devam ediyor.