Size hayatımla ilgili tüm riskleri göze alarak bu ülkenin en kirli, en karanlık hazinesini vereceğim. Hepinizin delice merak ettiği, Türkiye suç tarihinin bir asırlık kalesinin anahtarı artık ellerinizin arasında. Birazdan bu anahtarı çevirip sayfaların arasında ilerleyecek, o kaleyi fethedeceksiniz. Kaleye girince sizi ilk selamlayacak olan şey, karanlık ve ateş olacak. İçeride terleyeceksiniz, bataklıklar göreceksiniz, boğazınıza kadar balçıklara gömüleceksiniz, bir ağlayacak, bir gülecek, üzüleceksiniz. Sizi bu kaleye soktuğum için belki bana küfürler edeceksiniz, belki kalenin içindeki yolculuğa dayanamayıp kaleden çıkmak, kitabın kapağını kapatmak isteyeceksiniz ama üzgünüm ki yapamayacaksınız.
Zifiri siyahın içinde size uzaktan göz kırpan ışığı ölümüne merak edeceksiniz, o ışığa ulaşmak için mecburen ilerlemeye devam edeceksiniz. Bu yüzden elinizdeki anahtar sayfayı çevirip bu kaleye adım atmadan önce iyi düşünüp doğru bir karar vermelisiniz ve kararınızı verirken bu kaleye adım atanların, aydınlığa ulaşmadan buradan çıkamayacağını, bu kitabı okumaya başlayan herkesin suçtan nasibini alacağını , merak vebası kapacağını, şifaya kavuşmadan yani sona ulaşmadan, bu kitabı elinden bırakamayacağını bilmelisiniz.
"Kimsenin dost edinmediği, bizim dostumuzdur."
Sizleri bu kalenin dehlizlerine sokmamın, sizlerle yedi adamın mektuplarını
paylaşmamın ve sizleri bu adamlarla tanıştırıp aydınlıkla buluşturmamın bedeli benim için ölüm olacaksa da, bilmenizi isterim ki bu uğurda ölmek şereftir bana!