Son yıllarda doğal kaynaklara dönmek, doğal besinlerle beslenmek, hastalıkları doğal yöntemlerle iyileştirmek tüm dünyada yükselen bir değer haline gelmiştir. Yan etkilerinin bulunmamasının yanı sıra özellikle kaplıca tesislerinde hastaların bol oksijenli doğal ortamlarda tatil tadında bir dinlenme ve dinçleşme imkânı bulunan kaplıca tesisleri yaygın kullanımlarının yanı sıra; günümüzde teşhis ve tedavi merkezleri gibi bölümleri de içeren termal tesislere dönüştürülmektedir. Böylece iklim kürü, fizik tedavi, rehabilitasyon, mekanoterapi, beden eğitimi, masaj, psikoterapi, diyet vb. yan tedavilerle birleştirilerek adeta kapsamlı bir sağlık merkezi ve tatil mekanları haline gelmekte olup, alternatif tıpın vazgeçilmezleri arasına girmiştir.
- Dr. balıklar kullanılarak sedef hastalığı tedavisi pedikür amaçlı olarak SPA merkezlerinde kullanılan"İchtiyoterapi",
- modern tıbbi ilaç uygulamalarına oranla daha az yan etkili, daha düşük maliyetli ve birçok hastalıkta daha etkili olan "Hirudoterapi" ile
- ağrılı Kronik bel ağrısı tedavisinde kullanılan kaplıca ve SPA (Salus Per Aquam) tedavilerini de kapsayan nörolojik veya kas-iskelet sistemi rahatsızlıkları olan birçok hasta için ağrı kesici etkisi olan ılık su egzersizleri yaptırılan "Aquaterapi"
- yöntemlerinin hepsinin bir arada yapıldığı "SUCUL TIBBİ TEDAVİ MEKKEZLERİ"nin yaygınlaştırılması ülkemiz sağlık turizmine ve ekonomisine büyük katkılar sağlayacaktır. Dolayısıyla bu kitap; hem hastane ortamından uzak, Tıbb-i Nebeviye uygun, doğal bir tedavi görmek isteyen hastalara (hatta hasta olmayıp tatilini bu tesislerde geçirmek isteyenlere), hem tatil ve tedavisini birlikte geçirmek isteyenlere hem de yatırımcılar için kaynak niteliğindedir.
Dr. Öğretim Üyesi Mehmet ULUPINAR