kaç zamandır yüzüm tıraşlı/ gözlerim şafak bekledim/ uzarken ellerim/ kulağım kirişte/ ölümü özledim anne/ yaşamak isterken/ delice...
baba olamayacağım örneğin, toprak olmak ne garip bir şey anne...
Yukarıdaki dizeleri yazan Nevzat Çelik, 19 yaşında girdiği cezaevinden sekiz yıl sonra tahliye olunca, dışarıda daha önce görülmemiş bir ilgiyle karşılanır. Sekiz-on saat süren ve ertesi güne, günlere uzayan imza günleri yapan tanınmış bir şairdir artık.
(...) Gorki'nin Yesenin için söylediği bir söz vardır: 'Petersburg sosyetesinin onu kışın çilek bulmuş gibi yağmaladığı!' Nevzat Çelik için buna benzer bir kaygı duymuştum. Ergenlik yıllarını cezaevinde tüketmiş bu delikanlı alkışa ne kadar dayanıklı olabilirdi? (...) Yine de kaygım sürmekteydi. 'Suda Seken Hayat' yayımlanıncaya kadar. O kitabı okuduğumda kaygım sona erdi. (...) 'Suda Seken Hayat', Yunus'un dizelerindeki gibi, 'Gök ekinken biçilenlerin, 'bin dokuz yüz altmış doğumluların', o gerçekten ?acılı kuşağın' benzersiz, acılı ama inançlı ve umut dolu simgesidir.