Hz. Peygamber'in (sas) kutlu hayatı olan siyer, bir Müslüman için gerçekten çok büyük ehemmiyet arz eden bir alandır. Kulluk içi yaratılan insan, bu kulluğun en ideal halini elbette peygamberlerden ve son peygamber olan Efendimiz'den (sas) öğrenecektir. Böyle olduğu için, Kur'ân'ın ve Nübüvvet mesajlarının ilk muhatapları olan sahâbe nesli, Hz. Peygamber'in (sas) dünyasına ait ne varsa, bu bilgileri çok önemsemiş, daha sonraki süreçte de bunları talebeleri ve ikinci hayırlı nesil olan Tabiîn nesline aktarmış, onlar da kendilerinden sonra gelenlere bu mirası ulaştırarak, o kıymetli hazinelein günümüze kadar ulaşmasını sağlamışlardır.
Hakikaten Hz. Peygamber'in (sas) kutlu hayatına dair bilgiler, tarihte hiçbir şahıs ve dönem ile kıyaslanamayacak kadar ciddi bir müktesebata ulaşmıştır. Şu an kütüphanelerimizde o döneme dair binlerce, hatta yüzbinlerle ifade edilecek kadar kitap mevcuttur. Miladi 6. Döneme ait dediğimiz o döneme ait çalışmalar, sadece Hz. Peygamber'in (sas) hayatını anlatan doğrudan siyer kaynaklarından ibaret değildir. Bir şekilde Hz. Peygamber'in (sas) hayatını daha doğru ve daha detaylı anlamamıza katkı sağlayacak her türlü çalışmanın siyer ile bir şekilde bağları kopmuştur.
Bugün genelde tüm Kur'ân ilimlerinin, özelde ise tefsir ilminin, hadis ve sünnet ilimlerinin, hukuk ve fıkıh ilminin, ahlâk ve zühd anlamına giren ilimlerin, akaid ve kelâm ilminin ve daha nice alanların siyer ilmi ile ciddi bir irtibatı vardır. Hal böyle olunca siyerin ehemmiyet ve değeri daha da artmaktadır. Böyle bir seviyede olmasına rağmen tarih boyunca siyer ilmi bazı sebeplerden dolayı bağımsız bir bilim dalı olarak ele alın(a)mamış, diğer ilimlerle olan sıkı irtibatın etkisi ile o ilimler içerisinde yer almıştır. Hadis ve İslâm Tarihi ilimlerinin bir alt disiplini olarak varlığını sürdüren siyer, son yıllarda gelinen noktada daha fazla ağırlığını hissettirmiş ve bağımsız bir ilim dalı olarak değerlendirilmesi konusunda gündem olmaya başlamıştır.
Âcizane biz, 15 yılı aşkın bu alanda yaptığımız okuma ve çalışmalar neticesinde, kesinlikle siyerin artık özgün bir ilim dalı olarak ele alınması, başta rivâyetlerin sıhhat tanımlaması olmak üzere birçok ihtiyaç ve sorunun çözüme kavuşturulması gerektiğinin kanaatindeyiz. Bu okumalar sırasında toparladığımız bazı bilgileri, derli-toplu hale getirmek suretiyle siyer için bir usûl denemesi hazırlamayı planlamıştık. Bu baplamda Suffa Meclisleri projesi için hazırladığımız ders kitabı formatındaki çalışmamızı yeniden gözden geçirmek suretiyle şu an elinizdeki hale dönüştürmeyi uygun gördük.