Sufi Hermenötik, İbn Arabinin ontolojik, kozmolojik ve epistemolojik yönlere sahip düşünce sistematiğinden hareketle temellendirdiği dini metnin mahiyetine, yorumuna (tevil), yorumcu ile kutsal metin arasındaki ilişkinin boyutlarına dair hermenötik anlayışına odaklanır.
İbn Arabiye göre varlık, uyuyan kimsenin rüyasında gördüğü suretlere benzer bir hayaldir. Varlığın zahir ile batınını birbirinden ayıran İbn Arabi, varlık hakikatlerinin sadece kendisinde toplandığı insanı duyusal zahirden metafiziksel batına nüfuz etmesini sağlayan bir tür hermenötik yolculuğa çıkarır. Varlığın bir tezahürü olan dini metin, varlık ve insan olgusuna her açıdan benzeşir. Dilde tecelli eden, varlık ve insan mertebelerine paralel biçimde zahir, batın, had ve matla seviyelerine sahip kutsal metnin yorumu varlığın yorumuyla, varlığın yorumu kutsal metnin yorumuyla ayrılmaz biçimde içiçedir. Yorumcu ile metin arasındaki karşılıklı etkileşim ilişkisine dayalı hermenötik faaliyet varlığın batınını kavramış ve zahirini aşmış insan-ı kâmilin üstesinden geleceği bir uğraşıdır.
Nasr Hamid Ebu Zeyd kitabında, genelde mutasavvıfların özelde İbn Arabi'nin yorum felsefesinin varlık, bilgi, insan ve dil temelli metafiziksel açılımlarını keşfetmekle çağdaş dönem İbn Arabi araştırmalarına farklı bir pespektif sunuyor.