-Mukayeseli Bir Yaklaşım-
Sühreverdî, İslam felsefesinin mecrasını Meşşâî gelenekten İşrâkîliğe doğru
değiştirmiştir. Hikmetin ilahi menşeli olduğunu savunan filozof hikmeti
Hermes'e kadar dayandırmıştır. Hikmet temelli felsefe sistemini Nur
Metafiziği olarak kuran filozof Meşşâî felsefeden farklılaşarak Sudûr Nazariyesini
nur üzerinden açıklamıştır. Tanrı'yı Nûru'l-Envâr olarak nitelemiş, en yoğun
ışık demiştir. Hiyerarşik düzenin en üstüne Tanrı'yı yerleştirmiştir. En alt kısma
maddeyi yerleştiren filozof onu zulmet olarak nitelendirmiştir. Evren bu hiyerarşik
düzene göre şekillenmiştir.
Leibniz ise temel eseri olan Monadoloji de benzer bir hiyerarşik düzen koymuştur.
Nur yerine psişik güce, algıya sahip monadları yerleştirmiştir. Monadlar
Monadı olan Tanrı yaratılmamış monad olarak bu düzenin en başında yer almaktadır.
Evren çeşitli algı güçlerine sahip monadlardan oluşmaktadır. Bu monadların
en aşağısı materia prima denilen karanlık monadlardır ki madenlere
tekabül eder.
Bu çalışma Sühreverdî ve Leibniz'in varlık felsefesini içermektedir. Özelde çalışma
nur ve monad anlayışlarını içerirken genel olarak her iki filozofun felsefi
öğretilerine değinilmiştir. Bu çalışmada amaçlanan farklı asırlarda yaşayan iki
filozofun metafizik anlayışlarındaki benzerliklere dikkat çekmek ve modern düşünürler
tarafından da dikkat çeken bu benzerlikleri tek bir kitapta toplamak ve
aralarındaki benzerliğin boyutlarını ortaya koymaktır.