20. yüzyıl Türkiye siyasetinin devlet aklını, daha doğrusu sağa bükülmüş"idare aklını" merak eden birinin Süleyman Demirel'e uğramadangeçmesi düşünülemez. "Türkiye yönetilmez, idare edilir" diyenDemirel'in siyasi "kariyeri" aynı zamanda dönemin siyaseti bağlamında,Türkiye'nin kırmızı çizgilerini, siyasal alanının sınırlarını ve idareci siyasetaklını ortaya koyar.
Elinizde tuttuğunuz Süleyman Demirel kitabı, zaman zaman kusursuzbir pragmatizmle "meselelerin" kenarından dolaşan, onları zorlayan,zaman zaman da devlet aklıyla uzlaşma arayarak destek gördüğükesimlerin sorunlarını çözmekten ziyade sorunun kaynağı halinegelen, defalarca hükümet kurmuş ve dağıtmış bir antikomünist "baba"figürünü resmediyor. Cumhuriyet'in ilk yıllarından 2000'li yıllara dektitizlikle ve dikkat çekici ayrıntılarla ele alarak, bir siyasi biyografininötesine geçmenin güzide bir örneğini temsil ediyor.
"Her şeyi olan, insanları müşterek değerlere sahip, milli şuurunrehberliğinde, her istediğini yapabilen, her düşündüğünü söyleyebilenbir Türkiye'miz olsun istedik. Bu doğru yoldu. Büyük Türkiye'ye gidenyoldu bu. Onun için doğru idi. Doğru birkaç tane değildir. Doğru birtanedir.