Süleymaniyeli Mehmet Emin Feyzi Bey, Osmanlı'nın son döneminden Cumhuriyet'e sarkan dalgalı bir ömrün sahibidir. İmparatorluğun farklı yerlerinde asker, mühendis, eğitimci ve kütüphane memuru olarak görev yapmış ve pek çok olaya şahit olmuştur: İstibdat, II. Meşrutiyet, eşkıya takipleri, sıkıyönetim mahkemeleri, ordu ve bürokraside adam kayırmalar, tasfiyeler, Cihan Harbi, Ermeni sorunu, Kürdistan Teali Cemiyeti, mütareke, Kurtuluş Savaşı ve nihayet Cumhuriyet.
Bu kitapta askerî eğitimden matematiğe, Osmanlıca şiirlerden ilk Kürtçe şiir antolojisine, materyalizme reddiyeye kadar ardında çokça eser bırakmış ama unutulmaya yüz tutmuş bir eski zaman efendisinin hayatını, şahsi çilesini ve döneminin buhranlarını kendi kaleminden okuyacaksınız.
Kendisinin yazması mümkün olmayan sonunu da İbnülemin Mahmut Kemal yazar: ""Mumâileyh, son zamânlarında Üsküdâr'da bir handa ikâmet eyledi. Felc isâbet etmekle Haydarpaşa Hastahânesine yatırıldı. Bilâhare Bursa, Gümüşsuyu, Gurabâ-yı Müslümîn Hastahâneleri'ne, daha sonra Bakırköyü'ndeki İlel-i Aklıyye Hastahânesi'ne, nihâyet Dârü'l-Âceze'ye nakl olundu. 25 Zilkide 1347 (6 Mayıs 1929)'da Dârü'l-Âceze'de vefât etdi. Kasımpaşa'da Ok Meydânı'nın alt tarafındaki tekke civârına defnedildi."