Mütareke döneminin ilginç şahsiyetlerinden birisi olan Nemrut Mustafa Paşa, aslen Süleymaniyeli Babanzade ailesine mensup olup, Osmanlı ordusunda Mirlivalığa kadar yükselmiştir. Balkan Savaşlarından sonra İttihatçılar tarafından emekliye sevk edilen subaylardandır.
Mustafa Paşa, Mütareke döneminde Ermeni Tehciri davaları için kurulan Divan-ı Harb-i Örfi Mahkemelerinde önce üye, Damat Ferit Paşa'nın sadrazam olmasıyla da söz konusu mahkemenin başkanlığına getirilmiştir. İttihat ve Terakki, Yozgat, Trabzon, Elazığ ve Urfa Mutasarrıfı tehciri davalarında üyelik ve başkanlık görevlerinde bulunmuştur. Bu davalarda hukuku hiçe sayan ve son derece sert ve acımasız davranışları sebebiyle Nemrut Mustafa veya Kürt Mustafa diye şöhret bulmuştur. Bu davalarda dinlediği yalancı şahitler aracılığıyla sanıklara idam dahil ağır cezalar verilmesinde son derece etkili olmuştur. Daha sonra bu davalarda yaptığı suiistimaller ortaya çıkınca kendisi de mahkûm olmuş, ancak Padişah Vahdettin tarafından affedilmiştir.
On günlük Bursa Valiliği sırasında, buradaki Millî Mücadele hareketini engellemek için yoğun bir çaba sarfeden Nemrut/Kürt Mustafa Paşa, I. Dünya Savaşı'nda şehit olan Türk askerleri için; "onlar şehit değil, köpek ölüsünden farkları yoktur" diyecek kadar hissiyatını kaybetmiş birisidir. Ayrıca mahkeme başkanlığı sırasında Mustafa Kemal ATATÜRK dahil, bütün Kuva-yı Milliye önderlerini vicahen ve gıyaben idama mahkum etmiştir. Nemrut Mustafa Paşa, Lozan Antlaşması gereği 150'likler listesi içinde yer almış, 1936 yılında da Süleymaniye'de ölmüştür.