Sultan Alaaddin, emirin sözlerini duymuyordu artık. Abisi Sultan İzzettin düştü aklına. Emir Seyfeddin'in sakladığı hüzün, bu sefer Sultan Alaaddin'e geçmişti. Sultanın gözleri doldu. Abisinin vefat (ölüm) haberi Sultan Alaaddin'i duygulandırmıştı. Gözlerinden süzülen yaşı silip, kendisine uzatılan yüzüğü aldı. Emir Seyfeddin, "Devlet büyükleri ve ileri gelenler, sizi seçti sultanım. Siz sultanımızın açık alnı ve güzel yüzüyle taç ve tahtın sevinci göklere ulaştı. Kılıç, hazine, sancak size boyun eğmiştir." dedi.
Sultan Alaaddin, yüzüğü parmağına takarken Yusuf suresi 101. ayeti okumaya başladı: "Rabbim bana hükümranlık verdin." Ardından, ayın buluttan, kılıcın kınından (kılıç kabı) sıyrıldığı gibi içi huzurla doldu. Kendisinden emir bekleyen Seyfeddin'e, tez (hemen) Sivas'a doğru yola çıkacaklarını bildirdi. Devlet başsız kalamazdı. Görev yerine getirilecek, emanet sahibinden alınacaktı.