Hatt-ı Hümâyûn; umumiyetle padişahların el yazılarına verilen isim olup, padişahların yazılı emirleri manasında kullanılmaktadır. Hatt-ı hümâyûnlar sadrazamların tahrirî olarak ve kısaca arz ettikleri meseleler dolayısıyla telhis denilen kâğıdın üzerine yazıldığı gibi, doğrudan doğruya da sâdır olurdu. Bu ikincisine beyaz üzerine hatt-ı hümayûn denirdi.
Yayına hazırlanan "Suver-i Hutût-ı Hümâyûn" isimli bu eser, İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi, Türkçe Yazmalar kısmı 6110 numarada kayıtlıdır. 216 varakdan müteşekkil bu mecmuada 319 adet hatt-ı hümâyûn yer almaktadır. Bu eser Dördüncü Murad Han'ın emirlerinin yer aldığı hatt-ı hümâyûn suretlerinin toplanmasıyla hazırlanmış bir mecmuadır. Kapağında rastlanılan şerhe göre bu mecmuayı Beğlikçi-i Divan Mehmed Raşid ile sabık Rumeli Kazaskeri Mehmed Arif Bey hazırlamıştır.
Mecmuada yer alan hatt-ı hümayunlar, Osmanlı Devleti'nin o zamanki siyasi ve ictimai yapısını göstermesi bakımından oldukça ehemmiyetlidir. Devleti meşgul eden hemen her siyasi mevzuda hatt-ı hümâyûn bulunmaktadır. Bu hatlar, muhteviyatına göre bir araya getirilmiş; bunlar da kendi içinde kronolojik sıraya konmuştur.
Sultan Dördüncü Murad'ın hatt-ı hümâyûnlarında oldukça sade bir ifade kendini gösterdiği gibi, metinler içerisinde eski Anadolu Türkçesi'nde kullanılan pek çok kelime de yer almaktadır.