"Ailem sağ tarafımda duruyordu. Annem ve babam. Benim seçtiğim. Bana ait olan. Artık ait olduğum kişiler. Yetkin solumdaydı. Kardeşim gibi hissettiğim ve kaderin önüme çıkardığı insan. Beni sevdiğini bildiğim, güvenilir olan. Kırabileceğim kadar ruhuna dokunmama izin veren kişi. Son olarak Esat Akbay karşımda duruyordu. Bir çift kahverengi gözün ve bir avuç karmaşık duygunun sahibi." Ailesini hiç tanımamış olan Nesil, kimsesizler yurdunun sessiz ve soğuk duvarları arasında yalnız hissetmekten yorulmuştur. Yalnızlık onu tehlikeli bir plan yapmaya iter. Nesil'in aklına neredeyse imkânsız sayılabilecek bir plan gelir: Kendine yeni bir aile bulmak. Nesil bu planı kurarken masum insanların canını yakmayı hiç umursamaz. Kendine kurduğu bu yalanlar ağının kurbanı ise Akbay ailesidir. Üstelik yalanlar sadece Akbayları değil Nesil kadar kimsesiz olan Yetkin'i de ilgilendirmektedir fakat Nesil'in hiç aklına gelmeyen bir kişi attığı yalanları ortaya çıkarıp kurduğu planları bozmaya çalışacaktır. Esat Akbay, Nesil'i gördüğü ilk andan itibaren şüpheli davranır ve Nesil'in yalanlarını bildiği imasından hiç vazgeçmez fakat Esat Akbay'ın da en az Nesil'inki kadar büyük sırları vardır. Bu oyunda kimin kazanacağı ise bambaşka bir şüphedir.