Gelecek nesillerin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkı, küresel iklim değişikliği ve doğal kaynakların hızla tükenmesi tehlikesi nedeniyle tehdit altındadır. Küresel enerji tüketiminin en az %60'ı kentlerde gerçekleşirken, tüketilen tüm kaynakların en az %30'undan inşaat sektörü sorumludur. Bu bağlamda, kentler ve toplumlar, üretim ve tüketim tarzlarında hızlı ve köklü bir değişim geçirme zorunluluğuyla karşı karşıyadır.
BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Taraflar Konferanslarının (COP) yıllık raporları, küresel ısınmada geri dönülemez eşiğe çok yaklaşıldığının, devlet bürokrasilerinin hantallığının, kısa vadeli çıkar çatışmalarının gelecek nesillerin yaşama hakkını âdeta yok saydığının ispatı niteliğindedir. Buna karşın giderek gelişen sivil küresel iklim hareketinin daha da büyütülmesi ve tüm dünya toplumları geneline yaygınlaştırılması hayati önem kazanmaktadır; küresel iklim değişikliği ile başa çıkma mücadelesi sadece devlet yönetimlerinin inisiyatifine ve uluslararası ilişkilerin hantallığına bırakılamayacak kadar yaşamsal ve elzemdir.
Bu kitap, bu perspektifle çağrısı yapılan ve "Sürdürülebilir Kent Planlama Ekseninde" ekoloji, ekonomi, toplum üst temaları altında çeşitlenecek bir serinin başlangıcını oluşturan kolektif ve bilimsel bir eserdir. Tüm başvurular editoryal değerlendirme sürecinden geçmiş, kitapta yer alan her bir çalışma, bilim kurulu tarafından kör değerlendirme yöntemi ile kritik edilmiştir.
Yayının en önemli hedefi akademik bilginin, akademik mecranın ötesine taşınarak toplumun her kesiminin erişimine sunulmasıdır.