Günümüzde sürdürülebilirliğin bir strateji olarak benimsenmesi, doğal dengeye bağlı kalmanın kaçınılmaz olduğunu göstermektedir. Farkındalık yaratan bilimsel çalışmalar, doğal dengenin korunmasının tüm alanlarda gerekliliğini zorunlu olarak görmektedir. Nitekim doğal dengenin değişimine bağlı olarak ortaya çıkan olumsuzlukların kritik seviyelerinin "Gezegensel Sınırlar" ile belirlenmesi ve bu sınırlar içinde kalmanın kaçınılmaz olduğu gerçeği yeni bir boyut kazanmıştır. İnsan yaşam döngüsünün sürdürülmesi; bir zorunluluk olarak birçok boyuta vurgu yaparken, güncel bilgi aktarımını da bir gereksinim olarak görmektedir. Bu çerçeve sürdürülebilirlik döngüsünün ve dengesinin paydaş odaklı yaklaşım etkinliğinde şekillenmesi ile sağlanmalıdır. Çeşitli alanlarda desteklenecek çevre ve kaynak çeşitliğinin korunması, bilgi düzeyiyle belirlenecek yöntemler ve iletişim kanallarının sağlanması günümüz ve gelecek kuşaklar açısından tartışmasız bir öneme sahiptir. Bu süreci destekleyecek çalışmaların ve değerlemelerin yönetilmesinde kapsayıcı bir boyutta rol üstlenecek "Sürdürülebilirlik Raporları"nın yayınlanması kaçınılmaz olarak görülmektedir.